🎴 Namazın Önemi Ile Ilgili Kısa Hikayeler

Zira çocuk, çok küçüktü. Hz. Ömer (r.a.), hayretini gizlemeyerek çocuğa şöyle dedi: – Yavrum, sen daha küçüksün! Namaz sana farz değil, bu kadar telaşa gerek yok ki! Çocuk, Hz. Ömer’in (r.a.) bu sözüne katılmadığını belirten bir tavırla cevap verdi: – Amca, amca! Bu işin büyüğü küçüüğü olmaz! namazda huŞunun Önemİ İkinci hadisimizde, namazdaki huşûun ehemmiyetine vurgu yapılarak, nasıl tazarrû ve niyazda bulunmamız gerektiği anlatılmaktadır. Kul, namazda acziyetinin şuuruna varıp, son derece mütevâzı olmalı, tezellül izhar etmeli ve Allah’a yanık bir gönülle yalvarmalıdır. SabahNamazı Vakti Ne Zaman Başlar? Sabah Ezanı Ne Zaman Okunur? Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? Sabah Namazını Kılarken Güneş Doğarsa Ne Yapılmalıdır? İstiklal Marşı ile ilgili kompozisyonlar öğrencilerin bu yüzden araştırdığı konular arasında yer alır. İstiklal Marşı’nın önemini anlatan kısa kompozisyon örnekleri için Hicretile başlar bizim yılımız Mal,can ile ölçülür kulluğumuz Ol habibin yolu hicret yolumuz Gel beraber gardaş hicret edelim Resul-i ekreme selam verelim BİNLERCE ŞÜKÜR - 21/07/2021 Kurbana eriştik binlerce şükür Kurban bayramınız mübarek olsun Her kul yaptığının ecrini görür Kurban Bayramınız mübarek olsun NAMAZINFARZLARI Namazın Rükunları: 1. İftitah Tekbiri: namaza başlama tekbiridir. Niyetten sonra "Allahu Ekber" deyip eller yukarı kaldırılıp tekbir alınır. 2. Kıyam: Namazda ayakta durmaktır. Gücü yetenler ayakta, yetmeyenler ise gücünün yettiği şekilde namazlarını kılarlar. 3. Kıraat: Namazda Kur'ân okumak demektir. ReadNamazla ilgili kıssalar from the story Namaz Bilinci by Reyhanreyhan17 (Reyhan Işık) with 3,070 reads. iman, ayet, bilgi. Bir de Gece Namazı Kılsa Jwgf. çalışmanın önemi ile ilgili hikayeler Kayıtsız Üye çalışmanın önemi ile ilgili hikayeler eklermisiniz sitenizeCevap çalışmanın önemi ile ilgili hikayeler Ahiret Yolcusu Çalışmanın önemi ile ilgili Hikaye, Çalışmanın önemiyle ilgili Hikayeler İslâm’da Tevekkül Anlayışı ve Çalışmanın Önemi Tevekkül, yapacağımız herhangi bir iş için bütün gücümüzle çalışıp elimizden geleni yaptıktan sonra, sonucu Allah’tan beklemektir. Bunu bir misal ile açıklayalım Tarlasından iyi bir ürün almak isteyen bir çiftçi; önce tarlayı güzelce sürüp tohumu eker, gübresini atar, gerekirse sulamasını da yapar. Ekinin zararlılardan korunması için her türlü tedbiri de aldıktan sonra gerisini Allah’a bırakır, O’na güvenir. Çünkü çiftçi, elinden geleni yapmıştır. Artık ekinin büyümesi ve ürün vermesi için Allah’a güvenecek, sonucu O’ndan bekleyecektir. Gerçek tevekkül budur. Yoksa hiç çalışmadan bir işin oluvermesini istemek, kendinin yapması gereken şeyleri Allah’tan beklemek, tevekkül değildir. Müslümana yakışmayan yanlış bir düşüncedir. Devesini dışarda bağlamayıp salıveren ve Allah’a tevekkül ettim diyen bir kişiye Peygamberimiz Efendimiz şöyle buyurdu "Önce deveni bağla, sonra tevekkül et." 23 Peygamberimizin bu sözünden anlaşılıyor ki müslüman önce elinden geleni yapacak, sonra Allah’a tevekkül edecektir. Namaz kılmak, oruç tutmak nasıl dinî bir görev ise, geçimini sağlamak için çalışıp kazanmak da ibadet değeri taşıyan bir görevdir. Yüce Allah "Namaz kılınınca yeryüzüne dağılın ve Allah’ın fazlından nasibinizi arayın." 24 buyurmuştur. Sevgili Peygamberimiz de Helâl kazanç aramanın farz olduğunu bildirmiştir. 25 Hz. Ömer şöyle demiştir "Hiç biriniz rızkını aramaktan vazgeçip Allah’ım bana rızık ver demesin, biliyorsunuz ki, gökten ne altın yağar ne de gümüş." 26 Görülüyor ki, çalışmak dinimizin emri, müslümanın görevidir. Bir işi başarmak için önce elimizden geleni yapacağız, bütün gücümüzle çalışacağız. Sonra bizi başarıya ulaştırmasını Allah’tan bekleyeceğiz, O’na güveneceğiz. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de "Hakikaten insan için çalıştığından başkası yoktur" 27 buyurarak çalışmanın önemini bildirmiştir. Peygamberimiz de "Kişinin yediği en hayırlı yemek, elinin emeği ile kazandığı yemektir. Allah’ın Peygamberi Davut elinin emeği ile geçinirdi." 28 buyurmuştur. Dinimiz, çalışmaya büyük önem vermiş, helâl kazanç sağlamak için çalışmayı ibadet olarak değerlendirmiştir. Çalışan insan hayırlı insandır. Çünkü, insan çalışmakla hem kendisine, hem ailesine, hem de milletine yararlı olur. Peygamber Efendimiz "İnsanların hayırlısı, insanlara yararlı olandır." 29 buyurarak bu gerçeği açıklamıştır. Müslüman hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışmalı, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için hazırlık yapmalıdır. Peygamberimiz, daima çalışmayı tavsiye etmiş "İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır." 30 buyurarak müslümanların her gün daha ileri gitmesini istemiştir. Sevgili Peygamberimiz şu mübarek sözü ile bize dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını göstermiştir. Buyuruyor ki "Sizin hayırlınız; dünyası için ahiretini terketmeyen, ahireti için de dünyasını terketmeyip her ikisi için çalışan ve insanlara yük olmayandır." 31 O halde müslüman hem dünya, hem de ahiret için çalışacak, her gün daha ileri gidecektir. Dinimizin emri budur. Dinin direği olarak tanımlanan namazlar üçe ayrılır Farz namazlar, vacip namazlar ve nafile namazlar. Namazla İlgili AyetlerEn'am Suresi 72. AyetNamazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun. Bakara Suresi 239. Ayet Şayet korkarsanız, yürürken ve deve üstündeyken namaz kılın. Korkunuz geçtiğinde de Allah'ı, size öğrettiği gibi zikretmeye devam edin. Nisa Suresi 142. Ayet Münafıklar Allah'ı kandırdıklarını zanneder. Oysaki asıl aldanan onlardır. Üstelik onlar namaza gönülsüzce kalkar ve ağırdan alırlar. Sadece gösteriş yapmak için namaz kılarlar ve Allah'ı çok az zikrederler. Maide Suresi 58. Ayet Onları namaza çağırdığınızda sizinle alay ederler. Çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. Enam Suresi 162. Ayet De ki Benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm sadece ve sadece alemlerin Rabbi olan Allah'adır. Taha Suresi 132. AyetAilene ve ümmetine namazı emret. Bunda kararlı ol. Biz senden rızk istemiyoruz. Sana rızk veren biziz. Sorumluluk takva ehlinindir. Namazın Önemini Anlatan Hadisler Nelerdir? 1- Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi Misk koku, kadın ve gözümün nuru namaz. 2- Cehennem ateşi, güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılanlara dokunmayacaktır. 3- Namaz tüm günahları def eden bir nurdur. 4- Sabah namazını kılanlar Allah'ın koruması altındadır. 5- Cennet kapılarının anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir. 6- Allah, namaz esnasında edilen duaların hepsini kabul eder. 7- Namaz, kıyamet gününde birçok kişi için kurtuluş vesilesi olacaktır. Farz Olan Namazlar Hangileridir? Beş vakit namaz, ergenlik çağına gelmiş her Müslüman için farzdır. 1- Sabah Namazı 2 rekat farz, 2 rekat sünnet 2- Öğle Namazı 4 rekat ilk sünnet, 2 rekat farz ve 2 rekat ikinci sünnet 3- İkindi Namazı 4 rekat farz, 4 rekat sünnet 4- Akşam Namazı 3 rekat farz ve 2 rekat sünnet 5- Yatsı Namazı 4 rekat farz ve 4 rekat sünnet Cuma namazı farz, Cenaze namazı ise farz-ı kifayedir. Vacip ve Nafile Namazları Nelerdir? Vacip namazlar 1- Bayram namazı 2 rekat 2- Vitir namazı 3 rekat Nafile Namazları 1- Teravih namazı 20 rekat 2- Kuşluk namazı 4 ya da 8 rekat kılınabilir. Namazın önemi nedir diye sorulsa kısaca imandan sonra gelen en büyük hakikattir diyebiliriz. Bu nedenle ayet bize namaz dinin direğidir demiştir. Namazın önemi dediğimiz zaman hepimiz için bir anlamı var. Zira açık bir şekilde Kuran’da farz kılınmış ve bütün ibadetlerin özüdür. Yani yaratılmış tüm mahlukatın yaptığı ibadetlerden bir numunesi namaz ibadetinin içinde bulunmaktadır. Farsça bir kelime olan namaz Kur’an’da “salat” kelimesi ile ifade edilmiştir. Salat dua anlamına gelmektedir ki namaz ibadetindeki rükünler aynı zamanda fiilî ve sözlü bir dua niteliğindedir. Başka bir ifade ile Hz. Peygamberin sav yaptığı şekilde kalbimizle, dilimizle ve bedenimizle birlikte yaptığımız külli bir ibadet şeklidir. Yüce Allah ilk insan ve peygamber olan Hz. Adem itibaren gelen bütün insanları “namaz” ibadeti ile sorumlu tutarak namaz kılmalarını emretmiştir. Namaz İslam dininin temel şartlarından biri olmuştur. Namazın Önemi Nedir? Bir mümin imanı muhafaza noktasında çalışmak, manevi hayatını kamil noktaya ulaştırmak, dünya ve ahiret saadetini elde etmek ve huzurlu yaşayabilmek için Yüce Allah’la irtibat kurmak ve bu irtibatı devam ettirmeye muhtaçtır. Zira insan Allah’ı bilmek ve ona ibadet etmekle tam bir huzura ulaşabilir. Yoksa manevi gıda hükmünde olan namaz ve ibadetler olmaz ise ruhunda daima bir sıkıntı duyar. Bakınız fiziki vücudumuzun devamı ve sağlıklı bir şekilde olması için nasıl yeme, içme uyuma gibi bir takım biyolojik ihtiyaçları gidermek zorunluluğumuz var ise ruhumuzun canlılığını, diriliğini ve onda bulunan hislerimizin beslenmesi içinde ibadet etmek zorunluluğumuz vardır ki en büyük ibadet namazdır. Evet namaz dinin direğidir bu ifade bile namazın önemi için yeterlidir. Biz Müslümanların Allah ile irtibatını sürekli ve canlı tutan namazdır. Her gün beş vakit onun huzuruna çıkarak isteklerimizi arz ederiz. Bize bir dayanak noktası olur. Bu noktada namazda gevşeklik göstermemek gerekir. Ayrıca namazın önemi ile ilgili şu hadisi şerif gayet önemlidir. Evet namaz kıyamet günü kulun hesaba çekileceği ilk amel olup Efendimiz ’in sav bu hakikati şöyle ifade eder. “Kıyamet günü kulun hesaba çekileceği ilk amel, namazdır. Şayet mümin namazlarını Allah’ın dilediği şekilde eda etmiş ise, felâha erer ve arzusuna ulaşır. Şayet namazlarını eda etmemiş veya gafletle kılmışsa, kaybeder ve hüsrana uğrayanlardan olur. Eğer farzlarından bir şey eksik olursa, Aziz ve Celil olan Rabbimiz kulumun nafile namazları var mı, bakınız? buyurur. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra kul diğer amellerinden de bu minval üzere hesaba çekilir.” Tirmizi Salât, 188/413 Namazın Önemi İle İlgili Ayetler Kuranda yaklaşık 100 yerde namaz ile ilgili ifadeler ve emirler bulunmaktadır ki namazın önemini gösterir. Numune olarak aşağıda dört ayet veriyoruz. Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir. Bakara 153 Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Muhakkak namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir. Bakara 45 Ancak, namaz kılanlar başka. Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir. Mearic 22-23 Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten müminlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır. Enfal 3-4 Namazın Faydaları Namaz kılan birisi maddî ve manevî kirlerden arındırır yani namaz insanı temizler. Namaz kılan Rabbi ile ve meleklerle beraberdir. Namaz müminlerin kusurlarına kefaret olur ve Allah’ın mağfiretine vesile olur. Namaz cennetin anahtarı hükmündedir. Namaz kalbin gıdası, Ruhun abı hayatı ve teneffüsüdür. Allah’a tam bir şükretmeyi içerisinde barındırır. İnsanın psikolojisini ve moralini arttırır hem sağlık ve afiyete vesiledir. İnsanı kötülüklerden alıkoyar ve nefsin enaniyetini kırar kul olduğunu hatırlatır. Dünya ve ahiret saadetine vesiledir. Namaz bizler için bir maç hükmündedir Namaz, dünyada bize manevi bir kuvvet, kabirde gıda ve ışık, mahşerde kurtuluş senedi, sırat köprüsünde ise burak olup yardım eder. Bütün bunlar namazın önemini göstermekte ve bize şevk vermektedir. Namazın faydaları ile ilgili kısa bir video izleyelim. Namaz İle İlgili Bilgiler Ömrümüzün ebedi olmadığını bilmeli ve orada bize fayda verecek olan namazda devam etmeliyiz. Aslında bize usanç veren sanki uzun zamanlar namaz kılınacak hissidir. Bu hisse karşılık olarak 1 dk sonrasına kimin garantisi var ki gelmemiş zamanların sıkıntısını çekelim belki kıldığımız namaz son namazımız. Hem bu ibadet neticesiz mi ki yada elde ettiğimiz kazanç az mı ki usanç gösterelim. Evet ebedi saadetin anahtarı hükmünde olan ve cenneti kazandıran namaz için değil usanmak gayret ile çalışmak iktiza eder. Birisi gelip bize dese ki sana şu kadar çok para akşama kadar çalış. Bu fazla para için elimizden geleni yaparız. Bu adam yalan söylemesi ve vermemesi muhtemel iken itimatla çalışırız. Ama Yüce Allah’ın haşa yalan söylemesi ve vadinden dönmesi ihtimali var mıdır? Asla olamaz o halde o vaadin karşılığı olanı kazanmak için namaz kılalım. Hem namaz ile sair çalışmalarımız ibadet hükmüne geçtiğine dair rivayetler vardır. Namaz olmadan çalışmak ibadet demek doğru bir yaklaşım olmaz. Bu ifadeler ancak namaz ve güzel bir niyet ile mümkün olabilir. Bu konuda Risale-i Nur sözler kitabında 4. ve 9 sözleri okumanızı tavsiye ederim. Yüce Mevla’dan istikametle namazın önemini bilenlerden ve kılanlardan olmayı temenni ediyoruz vesselam. Peygamberimizin cömertliği nasıldı? Peygamberimizin dünya ve ahiret terazisi nasıl idi? Tüm Müslümanlar için en kıymetli örnek olan Peygamberimiz'den günümüz Müslümanları için kıymetli dersler...O’nun, cömertlik ve kerem hususundaki derecesini lâyıkıyla takdir edebilmek mümkün değildir. O’nun cömertliği, fakirlikten korkmayan bir kimsenin ikram edişinden daha ileri seviyede idi. Hazret-i Câbir -radıyallâhu anh-’ın beyânına göre “Kendisinden bir şey istendiğinde, hayır» dediği vâkî değildi.” Müslim, Fedâil, 56 Uhud Dağı Kadar Altınım Olsa… Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, sadece kendilerine mahsus bir fazîlet olmak üzere, dünyalık nâ­mına bir şey saklamaz, elin­de ne varsa onu Allah yolunda harcardı. Sahâbeden Ebû Zer -radıyallâhu anh- nakleder Hazret-i Peygamber’le Medîne kenarında bir taşlık arâzide yürüyorduk. Karşımıza Uhud Dağı çıktı. Hazret-i Peygamber bana “–Yâ Ebâ Zer!” dedi. Ben de “–Buyur yâ Rasûlâllah!” dedim. Buyurdu ki “–Yanımda şu Uhud Dağı kadar altın olsa, bu beni sevindirmez. Bir borcu ödemek için ayırdığım hâriç, yanımda bir dinar bulunduğu hâlde üç gün geçmesini istemem.” Müslim, Zekât, 32; Buhârî, İstikrâz, 3 Hiçbir Şey Veremezsen… Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-ʼin yanına garipler, yalnızlar, kimsesizler gelir, kendilerine verilecek bir şeyler veya bir sadaka beklerlerdi. Bâzen Efendimizʼin elinde verecek hiçbir şey olmazdı. Zaten çok zaman kendisi de aç olarak gezerdi. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, elinde verecek bir şey olmadığında yoksulların o isteklerine karşı utanır, bir şey veremediği için yüzünü belli etmeden yavaşça yan tarafa çevirirdi. Bunun için Cenâb-ı Hak îkaz etti “Eğer Rabbinden umduğun beklemek durumunda olduğun bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz قَوْلًا مَيْسُورًا söyle.” el-İsrâ, 28 Dünyaya Hiç İltifat Etmedi Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz kısa zamanda dünyada hiçbir kralın ulaşamayacağı derecede imkânlara kavuştuğu, insanlara ideal bir rehber olarak kalplerini fethettiği hâlde, ayaklarının altına serilen bu büyük dünya nîmetlerinin hiçbirine iltifat etmedi. Eski mütevâzı yaşayışına devam etti. Önceki gibi, kerpiçten yapılmış odasında sâde ve zâhidâne bir hayat yaşadı. Hurma yaprağıyla doldurulmuş bir şilte üzerinde uyudu. Basit elbiseler giydi. En zayıf insanın hayat tarzının bile altında yaşadı. Bâzen de yiyecek hiçbir şey bulamadığı hâlde, Rabbine şükredip açlığını bastırmak için karnına taş bağladı. Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz buyurur “Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in âile efrâdı, Medîne’ye geldiği günden vefât ettiği âna kadar, üç gün arka arkaya buğday ekmeğiyle karnını doyurmadı.” Müslim, Zühd, 20 Esas Hayat, Âhiret Hayatıdır Bir gün Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hâne-i saâdetlerine gelmişti. Odanın içine şöyle bir göz gezdirdi. Her taraf bomboştu. Evin içinde hurma yapraklarından örülmüş bir hasır vardı. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onun üzerine yaslanmıştı. Kuru hasır, Peygamber Efendimiz’in mübârek teninde izler bırakmıştı. Bir köşede bir ölçek kadar arpa unu vardı. Onun yanında da çivide asılı eski bir su kırbası duruyordu. İşte hepsi bu kadar!.. Arabistan Yarımadası’nın Fahr-i Kâinât Efendimiz’e boyun eğdiği bir günde O’nun dünyaya âit mal varlığı bunlardan ibâretti. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- bunları görünce duygulandı, kendini tutamadı, gözleri dolu dolu oldu ve ağladı. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- “–Niçin ağlıyorsun ey Ömer?” diye sordu. O da “–Niçin ağlamayayım yâ Rasûlâllah! Kayser ve Kisrâ dünya nîmetleri içinde yüzüyor! Allâh’ın Rasûlü ise kuru hasır üzerinde yaşıyor!..” dedi. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Hazret-i Ömer’in mahzun gönlünü tesellî etti ve “–Ağlama ey Ömer! Dünyanın -bütün nîmet ve zevkleriyle- onların, âhiretin de bizim olmasını istemez misin?!.” buyurdu. Ahmed, II, 298; Taberânî, el-Mucemü’l-Kebîr, X, 162 Kaynak Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları İslam ve İhsan Oluşturulma Tarihi Temmuz 06, 2021 2151Namaz, bir ibadet türüdür. İbadet ise kısaca şöyle tarif edilebilir; Allah'a gönülden isteyerek yönelmek, tapmak, boyun eğmek ve itaat etmektir. Müslümanlara farz olan namaz ibadeti hakkında detayları önemi ve mahiyeti, İslam'da namaz kılmanın hükmü nedir gibi pek çok soruya cevap olacak ayrıntılı ve yararlı bilgileri bu yazımızda bulacaksınızNamazın Önemi ve Mahiyeti Nedir?Tıpkı din duygusu gibi, hatta onun doğal bir gereği olarak ibadet ihtiyacı ve arzusu da gayet fıtri ve doğaldır. Müslümanın rehberi ve yüce kitabı olan Kuran'da ibadete ilişkin emirler, şekil ve biçim olarak ibadete yönelik olmayıp, büyük ölçüde ibadetin mahiyetine, ibadetin kime yapılacağına ve nasıl yapılacağına yöneliktir. Hz. Muhammed Peygamber de söz ve fiilleriyle, Kuran-ı Kerim'de adı geçen ve ana çatısı oluşturulan ibadetlerin ayrıntılı biçimlemesini, uygulamasını önemini ve mahiyetini kısa kısa şu başlıklar altında toplamak mümkündürİslam'ın en önemli farzı olan namaz, günde 5 ayrı zaman diliminde olmak şartıyla her Müslüman için bir dinin bir hükmü ve gereği olarak, Allah'ın bir emri olduğu için bile yerine getirmek zorunluluğu esasen yapı ve içerikleri itibariyle akıl yolu ile kavranabilir, açıklanabilir konular dışında yer alırlar. Ancak namazın, salt emredilmiş şekillerden ibaret anlamsız bir şey olmayıp amaç ve hikmetlerinin bulunduğuna işaret eden ayet ve hadisler şeyden önce namaz diye tercüme edilen ve Kuran'da geçen Arapça "salat" sözcüğü "övmek, dua etmek ve tazim etmek" manasına gelmektedir. Bu mana çok derin ve ayet ve hadislerde belirtildiği üzere namazın farz kılınmasının hikmetinden birisi de namaz kılan kimsenin Allah'u Teala'nın azabını, rahmetini, kudret ve kuvvetini, hayal etmesi, nefsini bu minvalde terbiye etmesi ve böylelikle kendisini her türlü hatalardan, fenalıklardan ve suçlardan Namaz Kılmanın HükmüHer Müslümana farz olan günde beş vakit namazın hükümlerine geçmeden önce namazın Allah ile kulunun buluşmasına bir vasıta olduğunu hatırlatmak gerekir. "...Namaz da Allah'ı sürekli hatırlamanın en büyük vesilesidir. Nitekim ayette "Beni hatırlamak/anmak için namaz kıl" Taha 20/14 buyurulmaktadır..." Kaynak Diyanet İslam'da namaz kılmanın hükmünü de şu başlıklar altında izah etmek mümkündürNamaz kılan kimsenin Allah düşüncesi artar ve kalbi Allah'a bağlanmak suretiyle kendisini her türlü fenalıktan bu şekilde miraçtır, yani Müslümanın Allah'a ulaşması ve kavuşmasına namaz şeklen birtakım eylemler ve ritüeller içerse de asla şekilden ibaret değildir. Namaz gerçek manası ile kulun Allah ile münacatı onunla gerçek anlamda kulun Yüce Yaradan'ı ile buluşması, onunla aracısız ve teklifsiz buluşmasıdır. İşte bu nedenle namaz son derece kıymetli ve kula Allah'u Teala'nın bir terk etmek, namaz kılmamak büyük günahtır. Hz. Peygamber 'in birçok hadisinde de belirttiği gibi kulun ilk hesaba çekileceği konu namaz tabii ki tıpkı diğer ibadetler gibi namaz da içten gelerek, huşu içinde ve gönülden kılınmalıdır. Bu şekilde eda edildiğinde tam manasıyla amaç hasıl olmuş olur. Ancak bu uhrevi seviyenin ileri sürülerek namazın terk edilmemesi için kalp huzuru namazın tamamında şart olarak koşulmamıştır, başta ihlas ve huşu içerisinde yapılan niyet yeterli biçimsel yönden sahih olması gereken şartlara da güzelce riayet edilmesi ayrıca tavsiye olunur. Ancak burada da itidalli olmak ve aşırı bir vesveseye kapılmamak namaz kulun maddi ve manevi temizliği ve Allah'a yalvarış ve yakarışının bir vasıtasıdır, terk

namazın önemi ile ilgili kısa hikayeler